1 Aralık 2010 Çarşamba

Etik ve sorumluluk?

13 Kasım 2010 tarihinde Vatan Gazetesi'nde yayınlanan Tayfun Bayındır imzalı yazıyı okuduğumda üzüntü ve kızgınlıktı ilk hissettiklerim.
Yazının tamamına http://haber.gazetevatan.com/barosu-boyle-bitirdiler/340485/5/Spor dan ulaşabilirsiniz.

Üzüntü ve kızgınlığımın nedeni haberin başlığı dahil neresinden tutarsanız elinizde kalan bir içeriği olması ve neye hizmet ettiğini anlamam(am)dı. Açıklayayım;
1. Böyle bir haberin haberde adı geçen doktorların en az birinin haberi ya da bilgisi olmadan yapılmış olması pek mümkün değil. Yani hekimlerden biri hastasına ait hasta mahremiyetine giren bilgileri hastasının rızasını almadan bir gazeteci ile paylaşmış görünüyor. Sözde bu meslektaşlarım 'Ameliyat edilirse kaslarına yükleme olacak.Sakatlık ciddileşir' demişler ancak raporları ciddiye alınmamış. Bu arada 3 ay boyunca Baros tedavi edilmiş ve yarım devre oynayacak hale gelmiş. Bu meslektaşlarım imzalı olarak 'Baros’a Almanya’da girişimsel tedavi uygulanacağını ve kırık bölgesine vida takılacağını öğrendik. Doktoru ile temasa geçildi. Kendisinden yapacağı tedaviyle ilgili rapor istedik. Ancak bu raporu vermedi. Baros bu ameliyatı olursa fazla çalışmayan kas gruplarına aşırı yüklenme olacaktır. Bu ileride daha çok sakatlık yaşamasına neden olur. Bu ameliyata ihtiyacı kesinlikle yok. Türkiye’de kendisine verilen programa uygun çalışmalarını sürdürmelidir' demişler. Bu rapor dikkate alınmadığından Baros hala sakatmış.
Bu olayda adı geçen meslektaşlarımdan birisi olay olduğu tarihlerde Galatasaray Sağlık Kurulu Başkanı olarak görev yapıyordu. Bu durumda raporu ciddiye ve dikkate nasıl ve neden alınmadı? Böyle bir durumla karşılaşan kişi neden o görevde kalmayı sürdürdü ? Kaldı ki Baros metatars kırığı (ayak tarak kemiği) geçirdikten sonra tedavi edilirken madem durumdan ve gelişmeden memnundu neden Almanya'da kontrole gitme gereği duydu? Metatars kırığı nedeniyle 6 ay futbol oynayamayan bir futbolcunun varlığında sağlık ekibinin kendisini sorgulaması da gerekmez mi?

2. Haberde 'Ancak iddialara göre Arda Turan fıtık değil. Gerçek sakatlığı pubis. Ve sakatlığa göre tedavi uygulanması gerekiyor.' diyor. Sormak lazım 'kimin iddiasına göre?' diye. Akla haberde adı geçen meslektaşlarım geliyor. Üstelik haberde Arda'nın fıtık olmadığı ve 3 çeşit fıtık  (???) olduğu ve Arda'nın Türkiye'de konusunun uzmanlarına gösterilmeden yangından mal kaçırır gibi Almanya'da apar topar ameliyat edildiği söyleniyor.
Şimdi Arda'nın fıtık olup olmadığını Galatasaray Sağlık Kurulu ve onu muayene hekimler dışında kim bilebilir? Onun ameliyat olup olmaması gerektiğine herhalde Arda'nın kendisi doktorların verdiği bilgiler sonucunda karar vermiştir. Bu durumda 3. kişilere ne düşer? Onu da sizin anlayışınıza bırakıyorum. Bu 3 çeşit fıtık konusu da (kimin ifadesi ise) ayrıca yoruma muhtaç bir durum. Arda'nın 15 gün içinde sahalara dönememesine gelince; Arda'nın hem Osteitis pubis hem de kasık fıtığı sorununun bir arada olabileceği ve bu nedenle zaten 6-8 haftadan önce sahalara dönemeyeceği hiç akla gelmedi mi? Bu iki hafta ifadesini Galatasaray Sağlık Kurulu yetkililerinin ağzından duydunuz mu? Ben duymadım...

3. Son olarak Kewell ile Üstünel-Kurtoğlu ikilisinin başbaşa görüştüğü ve onu maç başı olarak sözleşmeye ikna ettiklerini yazmış sayın Bayındır. Açıkçası ne söyleyemeyeceğimi bilemedim! Ben sadece şunları sormak isterim;
Kewell Galatasaray'a transfer olurken olmayan hangi sorunu ortaya çıktı ki Kewell'ın bir sezon boyunca takımda sürekli yer alamaması sorun olmaya başlamış?,
kiminle hangi şartlarda sözleşme yapılacağı ve bu sözleşme görüşmelerine katılmak ne zamandan bu yana sağlık heyetinin görevleri arasındadır? Bu kadar sorumlu davranan sağlık heyeti üyeleri Kewell'ın ilk transferi zamanında da bu tutumu gösterseler de Kewell 1 sezon oynayarak 2 sezon para almasaydı keşke.

Olayın etik ve sorumluluk kısmına gelince;
1. Sporcular da insandır ve sağlık sorunları yaşarlar. Bu sağlık sorunları kendi rıza ve bilgileri olmadan kimseyle paylaşılmamalıdır. Bu konuda bir bilgi paylaşılırken de gazeteci sorumluluğu bilgiyi konuya vakıf olanlardan (bu durumda Galatasaray Sağlık Kurulu sorumlularından) teyit ettirmeyi gerektirmez mi?
2. Tıp doktorları işlerini yaparken sınırlarını ve görevlerini bilmelidir. Kendi görevlerini yerine getiremedikleri durumlarda da gereğini yerine getirmelidirler. Sınırlar hastalarının sağlık özellerini gazetecilerle paylaşmak ve sözleşme görüşmelerine girmeyi içermez.

Umarım herkesin daha sorumlu olduğu ve sınırlarını bildiği bir ortama en kısa sürede ulaşırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder