15 Ağustos 2011 Pazartesi

Futbol Düzenimiz Sarsılırken



Uzun süredir bloga birşeyler yazamıyordum: her şey malum yasakla başladı, ha bugün ha yarın derken şike soruşturması patlamaz mı? Bu sefer de ortalıktaki toz duman yatışsın diye bekledim...

Ve dün toz duman TFF'nin iddianameyi bekleme kararıyla temizlendi... demeyi isterdim ama maalesef böyle düşünmek istesem de beceremiyorum. Neden mi ? Anlatayım...
Blogdaki bazı yazılardan da anlaşılacağı gibi ben Galatasaray taraftarıyım, ama olayın başından bu yana bu konuda olabildiğince adil davranmaya çalışıyorum. Kişilerin suçları kanıtlanana kadar suçsuz oldukları ve savunma hakları gibi hukuki kavramlara süreç boyunca saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Ama öte yandan kendime şu soruları sormadan da edemiyorum;
1. Madem TFF ve Etik Kurulu belgeleri ceza vermek için yeterli görmediler, o zaman bu 50 küsur kişiyi Disiplin Kuruluna neye dayanarak sevk etme kararı aldılar?
2. Bu lig bu şekilde başlarsa sağlıklı olarak nasıl devam eder? Statlarda ve stat dışında taraftarların karşı karşıya gelmesini nasıl engelleyecekler? Ya da sezon ortasında iddianame ve tüm delillerin ışığında kulüplere ceza verilmesi gerekirse bu nasıl yapılacak?
3. Bir de şike soruşturması patladığından bu yana söylenen bir söze çok takılmış durumdayım: ' Kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz, kişiler ile kurumları ayrı tutmak lazım.' İnanın bana bu tipik bir eyyam ya da idare-i maslahat gibi geliyor. Bunu söyleyenlere şunu sormak lazım: örneğin şike ve teşvik yaptığı söylenen Aziz Yıldırım ya da İlhan Ekşioğlu bunu Sadri Şener'in kişisel çıkarları aleyhinde mi yaptılar yoksa Trabzonspor aleyhinde mi yaptılar? Eğer kişilerin yaptığı başka bir kuruma zarar veriyorsa bu ayrımı nasıl yapabilirsiniz?
4. TFF Başkanı Sayın Mehmet Ali Aydınlar'ın dün basın toplantısında söylediği bir söze de çok şaşırdım: ' Kendisini şüpheli gören kulüpler Avrupa Kupalarına şimdiden katılmayabilirler'.

Bu kararlar ve ifade sonucunda ben TFF'nin cezalar için topu adalete ve mahkemelere, Avrupa kupalarına katılım için de kulüplere attığını düşünüyorum ve herkese sormak istiyorum; bu koşullarda Spor Toto Süper Lig 2011-2012 sezonunu izlemek için heyecanlanan var mı?Bence daha radikal bir karar alınıp 2011-2012 sezonu hiç oynanmasa ve futbolumuzun temiz olduğuna çoğunluk ikna olduktan sonra yeni bir sayfa açıp yola devam etsek daha iyi olurdu.

Yukarıda sorduğum sorular dışında bu iş başladığından bu yana kendime sık sık sorduğum ve cevabı henüz hiç kimse tarafından tartışılmayan bir başka soru daha var, cevabını siz de düşünün:
' Eğer bazı kişiler bazı maçların sonuçlarını ayarladı ise bu maçlar üzerinden iddia ve diğer bahis kanalları yoluyla maddi çıkar sağlamazlar mı?'