27 Ağustos 2010 Cuma

Sakatlık Belası

Dünkü Lyiv faciası sonrasında Galatasaray Teknik Direktörü Rijkaard 'Alınan oyuncuların hepsi sakat, herkes neredeyse sakatlandı' diyor. Bakarsak dediğinde haklı ama bu kader mi ? Ya da başka bir deyişle bunun böyle olacağı öngörülemez miydi?.

Sporda sakatlıklar iki şekilde oluşur:
a. akut/travmatik ya da darbeye bağlı sakatlıklar; yani tekme, dirsek ya da topun çarpmasına bağlı olanlar,
b. aşırı kullanma ya da yüklenmeye bağlı sakatlıklar; yani vücut kapasitesinin üzerinde yüklenmeye, antrenmana bağlı olanlar.

Galatasaray özelinde birinci grup sakatlıklara en iyi iki örnek Baros'un geçen yıl ve Uğur'un bir önceki yıl yaşadığı kırıklardır. Bunları kuşkusuz öngörmek mümkün değildir. Ha bunlar çok iyi bir şekilde ele alınıp tedavi edildiler mi? Bu tamamen ayrı bir yazı konusu ya da yazı dizisi olur!!!

Yine Galatasaray özelinde ikinci grup sakatlıklar için Harry Kewell'ın artık ayyuka çıkmış kasık sakatlığı ve yeni transfer Pino'nun bacak sakatlıkları örnek olabilir. Bu gruptaki sakatlıkları ön görmek ve sezon içinde size bela olabileceklerini düşünmek çok da zor değil. Çünkü yapılan pek çok spor sakatlığı ile ilgili tıbbi araştırma bu tür sakatlıkların türlerine göre olmak üzere 25%-75% arasında değişen oranlarda tekrar ettiklerini göstermektedir.

Aslında yapılacak şey gayet basit; kadrona katmayı düşündüğün sporcuların en azından son 2-3 sezonda oynadığı maç sayısını ve sakatlıklarını internetten basit bir tarama ile inceleyip adım atarsan bu tür sorunlarla karşılaşma ihtimalini azaltmış olursun.Türkiye garip bir ülke; neresinden tutarsan elinde kalıyor. Sen gidip önce daha önceki sezonlarda aynı bölgeden birden fazla sakatlık yaşamış sporcuları kadrona kat sonra da bu kadar sakat nasıl oluyor diye kara kara düşün. Futbol bilgisi, deneyimi ve en önemlisi adamlığı ile Türk futbol piyasasında kimsenin laf edemeyeceği Rijkaard'a da bu lafı etmek kalsın! Pes vallahi pes...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder