1 Eylül 2010 Çarşamba

Sporda 'profesyonellik = para' mı?

Sporun bir çok alanı günümüzde artık 'profesyonel' spor olarak adlandırılıyor. Ortalama üzeri bir futbolcu yılda 1-2 milyon, bir basketbolcu ise 500 bin-1 milyon TL para kazanıyor. Bunun karşılığını verebiliyorlar mı ya da karşılığını vermek için nasıl bir planlama yapıyorlar? Belki de yapıyorlar mı diye sormalı ama sporda esas konuşulması gerekenin bunlar olduğunu düşünüyorum.

Sporcuların spor ve günlük yaşam planlaması üç ana döneme ayrılabilir;

-Performansa hazırlık
-Performans
-Performans sonrası toparlanma.

Performansa hazırlık; sporcunun sezon öncesi yaptığı antrenmanlar, kamplar ile sezona hazırlanması sürecidir. Ama sadece bu kadar değildir. Sporcular tatil döneminde en azından kazanımlarının (kondüsyon, çabukluk v.b.) bir kısmını korumak için bireysel olarak da çalışmalıdır (Türkiye'de hemen daima eksik yapılan ya da hiç yapılmayan bir şeydir). İşin özeti sporcu sezon başı kampına ön hazırlığını yapmış ve hazırlığa hazır halde gelmelidir!. Burada ülkemizde hemen hiç kullanılmayan bireysel antrenör, kariyer koçu, basın danışmanı, beslenme, psikolojik danışmanlık gibi performansa yönelik kavramlardan da bahsetmek gerekli ama bu konuların her birinin ayrı bir yazı konusu olduğunu da söylemek gerekli.

Performans; sezon başı hazırlığı ile yeterli kondüsyonu, kuvveti, çabukluğu yani beceriyi kazanmış sporcunun sahaya çıkıp oraya eğlenmeye, hoşça vakit geçirmeye gelmiş ya da ekran başına geçmiş izleyicilere istediklerini verdikleri süreçtir. Bu süreç de ülkemizde eksik kalmaktadır. Ortada dönen büyük paralar ve ülkemizin kültüründen gelen bir takım nedenlerle amaç 'sadece kazanmak ama nasıl olursa olsun kazanmak' haline gelmiştir. Bu durumda izleyiciler açısından sporun bir 'eğlence-entertainment' olduğu gerçeğinden bizi uzaklaştırmaktadır. Sonuçta ortaya keçiboynuzu tadında müsabakalar çıkmaktadır. Bu da sporun pazarlanması ve daha büyük gelir ile uluslararası bilinilirliğe ulaşmasını sınırlamaktadır.

Performans sonrası toparlanma; sporcunun sadece parasını alırken değil hayatını yaşarken de profesyonel olması gerekli. Maç ya da antrenmanlardan hemen sonra yeterli besin ve sıvı desteğinin önemini ve nasıl sağlanacağını bilmesi gerekli örneğin. Ya da maçtan bir gece önce cinsel ilişkiye girmemenin, maç sonrası gece iyi uyumanın önemini kavraması gerekli. İlhan Mansız gibi diz artroskopik cerrahisi olduğunun gecesinde gece kulübü ya da barlarda gezmemeli. Maç ya da antrenmanda yaşadığı sakatlıklar için en kritik sürecin ilk 48-72 saat olduğunu ve bu konuda yapılacak ilk müdahalenin tedavinin en önemli parçası olduğunu öğrenmesi gerekli.

'Profesyonel' spor aslında bütün bu yukarıda anlattıklarım ve daha fazlası varlığında 'profesyonel' oluyor, sadece para alırken değil. Günümüzde 'profesyonel' sporcularımız kendilerine sözleşme yaparken daha çok para kazandıracak menejerlerle çalışıyor ve diğer bütün her şeyi de menejerlerinden, antrenörlerinden ve kulüpten bekliyorlar (istisnalar hariç). Bana kalırsa performansın diğer bileşenlerini öğrenip buna yönelik yatırım yapmaları için zaman geldi de geçiyor bile, tabii umurlarındaysa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder